Mardin-Midyat

Güneydoğu Anadolu gezim sırasında sanırım en sevdiğim yerlerden biriydi Midyat... O tarihi dokuyu tam olarak alabildiğim yer sanırım Midyat oldu bu bölgede.

 
Midyat'ın ara sokaklarında bolca gezin, fotoğrafseverler için gerçekten bir cennet Midyat... Tüm yapılar Midyat taşı bezeli ve bana sorarsanız hepsi tam bir sanat eseri...
 
Midyat'ta gezilip görülmesi gereken yerlerden biri Midyat Konuk Evi; görünce dizilerden tanıyacaksınız hemen zaten... Yanda gördüğünüz de dizi çekimlerini seyreden Midyat kadınları...
 
 
Midyat'ta İpek Yolu üzerinde 4-5 tane han ve kervansaray bulunuyor, bunların içinde kısa bir mola olarak kahve arası ve Midyat'ta kalacaksanız akşam yemeği için Gelüşke Han'ı tercih edebilirsiniz. İçeri girdiğinizde burayı da muhtemelen dizilerden hatırlayacaksınızdır. Gelüşke Han'ının inişli çıkışlı bir geçmişi var aslında; tabi ki ilk amacı ticaret ve konaklama merkeziymiş. Sonraki dönemlerde köylü pazarı ve ahır olarak kullanılmış. Şimdi gittiğinizde ise sizi, Midyat Çarşı'daki gümüşçüleri telkaricileri gezdikten sonra soluklanmanız için, 40 yıllık hatrı olan bir acı kahve ile güleryüzlü Veli Bey karşılıyor. (Yandaki fotoğraf tabii ki akşam hali, ayıptır söylemesi demlendik de biraz:) Bu arada demleneceğiniz içki Süryani şarabı olsun mutlaka...)
 
 
 
Kahvemizi içtikten sonra rotamızı Mor Gabriel Manastırı'na (Deyrul Umur) çeviriyoruz. Şanslıysanız ayinlerden birine denk gelebilirsiniz; o zaman gerçekten ayrı bir tadı oluyor. İçerisi, yapının kendi gibi oldukça büyüleyici...
 
 
 
 
Yazının başında dedim ya Midyat fotoğrafseverler için bir cennet diye, gerçekten gezdiğim yerlerle ilgili sadece bir kilise ya da manastır diye düşünebilirsiniz ama orada olduğunuzda gerçekten büyüleniyorsunuz.
 
 
Mor Gabriel'den çıktıktan sonra Meryem Ana Kilise'sine gidin. Efes'teki Meryem Ana Kilisesi'nin aksine kocaman bir kilise ile karşılaşacaksınız. Biraz fazla kendimizi kaptırdığımız için Meryem Ana Kilisesi'ni kapanmıştı biz gittiğimizde ve maalesef yağmur başlamıştı.
 
 
Midyat'ta görebileceğiniz bir başka yerde Dara Antik Kenti, benim gittiğim yıl Dara Antik Kenti yeni keşfedilmiş ve kazı çalışmaları başlamıştı. Şimdi bildiğim kadarıyla ciddi bir kent var orada... Güneydoğu'nun sıcağında, serin mağara evler karşılıyor sizi. Babamın objektifinden "Biz Dara'dayken" isimli çalışma, Umut ve ben :)
 
 
Buralara kadar gelmişken Beyaz Su'ya gidip bir çay içmemek olmaz, Güneydoğu'nun sıcağında serin bir esinti, yanında demli bir çay bu kadar gezmenin üzerine gerçekten iyi geliyor.
 
 
Beyaz Su'yu da gördük artık Midyat Merkez'e dönüp akşam yemeği ve Süryani şarabı için yerlerimizi alabiliriz... O kadar yorgunluğa rağmen bu yüzler gülebiliyorsa, keyifli bir gezi oluyor demektir bizim için...
 
 
Bu yazıya Hasankeyf'i de sığdırabilirim diye düşünmüştüm aslında ama yazmaya başlayınca durduramıyorum kendimi sanırım. Hasankeyf ve Deyrulzafaran Manastırı bir sonraki yazıda...
 


2 yorum: